Prof. Dr. Ayşe Selçuk Esenbel, Mersin’in Tarsus ilçesinde, Boğaziçi Üniversitesi Tarsus Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi konuşmaları kapsamında, “İpekyolunda Japonya” yı anlattı.
Prof. Dr. Esenbel, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası’nın desteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Tarsus Gözlükule Araştırma Merkezi Konferans salonunda düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Japonya ve Osmanlı Türkiye’sinin 19. yüzyıldan önce doğrudan ilişki kurdukları hakkında pek bilgiye sahip olunmadığını, her iki ülkenin sadece birbirleri hakkında, bazı seyahatnameler ve benzeri raporların sınırları içinde bilgi sahibi olduklarını söyledi.
Katip Çelebi’nin Cihannuma’sının ‘Caponya’ ülkesine bir kaç sayfa vakfettiğini ve Japonlar’ın soğuk su ile yıkanmayı sevdiklerinden ve son derecede güçlü bir ahlaka sahip olduklarından bahsettiğini belirten Esenbel, “Japonların benzeri coğrafya kitapları ve uzak ülkelerin insanlarından bahseden eserlerinde ise özellikle 18. yüzyılda basılmış olan Komozatsuwa (Kızıl saçlı halklar hakkında hikayeler) veya Bankoku shinwa (On bin ülke hakkında efsaneler veya Barbarların ülkeleri hakkında efsaneler) gibi populer edebiyat eserlerinde, Osmanlı Devleti ve Türklerin ülkesi, Toruko, yani Türkiye olarak adlandırılır. Bu eserlerde, Türkiye, üç kıtaya yayılmış olan çok güçlü ve korkutucu bir askeri güç olarak tanıtılmaktadır. Japonlara bu bilgilerin Portekizliler ve Hollandalılar tarafından bildirildiği de bir gerçektir. Ancak, Japonya’nın feodal yönetiminin başı Tokugawa Shogunlarının her yıl Japonya’ya ticaret için gelme imtiyazını elinde tutan Hollandalı ticaret gemilerinin kaptanlarının Shogun’a, Japonya ile ticaret hakkının karşılığında, sunmak zorunda olduğu raporlar, dünyada olan olaylar ve gelişmelerle ilgili bilgiler arasında mutlaka önemli bir bölümünü Osmanlı Devleti ile Batı dünyasının harp ve sulh ilişkilerine vakfetmektedir.” dedi.
Japonya ve Osmanlı Devleti’nin gerçek anlamda doğrudan ilişki kurmalarının, batı güçlerinin kurduğu dünya ticaret ve diplomasi sisteminin bu iki ülkeyi dönemin siyasi ve ekonomik şartları doğrultusunda ister istemez birbirlerine yaklaştırmasıyla gerçekleşmiş olduğunu vurgulayan Esenbel, “ Japonların 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na olan ilgisinin tarihçesi, Japonya’nın büyük güç siyaseti dünyasına girişinde yararlandığı güdü, düşünce ve stratejileri yansıtır. 1868’deki Meiji Restorasyonu sonrasında, yeni Japon hükümeti Osmanlı’yla ilişkiler kurmak için arayış içerisine girmiş, Balkanlar’a ve yakın Doğu’ya yayılmış olan Osmanlı topraklarına çeşitli heyetler göndermeye başlamıştır. Bu çalışma da, bölgeye gelen ziyaretçilerin seyahat kayıt ve raporlarına dayanmaktadır. Öte yandan Osmanlı Devleti ise, Japonya’nın hızla dünya sahnesinde ortaya çıkmasını ve bunu sağlayan başarılı ıslahatlarının önemini fark etmiş, bir şekilde, bu Uzak Doğu’nun yükselen yıldızı ile yakın bir ilişki kurmasının batı dünyasının büyük güçlerinin karşısında, özellikle Rusya’ya karşı, faydalı olabileceğini düşünmüştür. Siyasi tarih açısından, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki Japonların ilgisinin gelişiminde iki farklı aşama fark edilecektir.” diye konuştu.
Etkinliğe Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı H.Ruhi Koçak, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu eski Başkanı Prof. Dr. Tamer Gök ve Odamız Yönetim Kurulu Üyeleri ile davetliler katıldı.
TSO Başkanı Ruhi Koçak, konferansın bitiminde, konuşmacı Ayşe Esenbel’e, günün anısına çiçek verdi.