Page 9 - STRATEJİK PLAN (2020-2021)
P. 9
TARİHÇE
TARİH AÇISINDAN ÖNEMLİ YERLER
ROMA YOLU
Sağlıklı Köyü Tarsus'a 15 km. uzaklıkta olup köyün
yukarı dağlık kısmında ana kaya üzerinde taş
levhalarla döşeli Roma yolu vardır. Roma yolu
yüksek bir yerde olup buradan Tarsus ve civarı
sahile kadar görülebilmektedir. Yolun genişliği
yaklaşık üç metredir. 3 km’lik kısmı sağlam
durumdadır. Yolun her iki tarafında bulunan
korkuluk duvarı yol boyunca devam etmektedir.
Yol güzergâhı üzerinde Roma ve Bizans devirlerine
ait mezarlar ve yolla ilgili yazılı onarım kitabeleri
bulunmaktadır. Söz konusu bu Roma Yolu üzerinde
kemerli bir yapı vardır. Bu kapının Zafer Takı ve Kilikya sınırlarının başlangıç yeri olduğu veya sınır kapısı
olarak yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek sıra kesme taştan yapılan kapının genişliği 8.80 m, yüksekliği ise
5.20 metredir.
KLEOPATRA KAPISI
Tarihi belgelerde, kentin giriş ve çıkışı, kale veya
sur kapısı olan, denize bakan tarafta olmasından
dolayı ismi Deniz Kapısı denilmiştir. Yakın tarihe
kadar Deniz Kapısı diye bilinen, Tarsus Kale Kapısı,
şu an ismi Kleopatra Kapısı diye bilinen şehrin en
eski kalıntıları olan tarihi yapı halen mevcuttur.
Ayrıca ünlü coğrafyacı Strabon I.Ö.I. yy da
Tarsus'taki kültür yaşamı hakkında oldukça ayrıntılı
geniş bilgiler vermektedir. Strabon, birçok filozof,
dil bilgini ve şairlerin Tarsus'ta yaşadığını, onların
kültür hayatına olan etkilerini, her konuda büyük
bir gelişme içindeki Tarsus'un bir bilim ve
üniversite kenti olduğunu, halkın felsefeye ve diğer
bilim dallarına büyük ilgi gösterdiğini ve bunları
öğrenmeye istekli olduklarını, Tarsus’un bu konuda İskenderiye ve Atina'yı geçtiğini yazmaktadır.
Strabon'dan, Tarsus'ta eğitim görenlerin yerli halktan olduğunu ve yabancıların nadir olarak geldiğini,
eğitimini bitirenlerin bir kısmının yabancı ülkelere giderek orada eğitimlerine devam ettiklerini
öğreniyoruz.
ULU CAMİİ
Cami-i Nur adıyla anılan ve bulunduğu semte de
Cami-Nur ismini veren bu cami, Tarsus
merkezinde yer alan Türk-İslam sanatının önde
gelen eseridir. 1579 yılında
Ramazanoğulları'ndan Piri Paşanın oğlu İbrahim
Bey tarafından yaptırılmıştır. Selçuk-Osmanlı
üslubunda tek şerefeli minaresi olan camii
yapımında tümüyle kesme taş kullanılmıştır. Avlu
taş levhalarla kaplı olup ortada (H.1323) tarihli
onarım kitabesi bulunan bir şadırvanı mevcuttur.
Camiye kuzey yönünden abidevi portalla girilir.
Bu portal Memlük mimarı özelliklerini taşıyan
siyah beyaz mermerlerle süslüdür. Son cemaat
yeri, doğu- batı doğrultusunda 14 adet baklava
dilimli sütunların taşıdığı orijinal kiremitlerle örtülü 16 kubbeden revaklı ve 5 kapılı avlu yer alır. Caminin
iç mekan sütunları "İran Kemeri" adı verilen yarı sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Caminin minber,
mihrap ve müezzin mahfili mermerden yapılmıştır. Caminin doğu bölümünde ayrı mekânda Hazreti Şit ve
Lokman peygamberlerin makamları ve Abbasi Halifesi olan ve Pozantı'da 833 (H.218) yılında ölen
Me'mun'un kabri bulunmaktadır.
9